Agatha Christie’den On Küçük Zenci Polisiye kitapların en iyi yazarlarından olan Agatha Christie’nin bu kitabı oldukça etkileyici ve sürükleyici…
Agatha Christie sadece polisiye kitaplar yazmamıştır. Yazar, Mary Westmacott takma adıyla aşk kitapları da yazmıştır. Henüz çocukken babasını kaybeden Agatha Christie evde annesi tarafından eğitilmiş ve yalnızlıkla dolu bir dönem geçirmiştir. 1914 yılında Arvhibald Christie isimli bir doktorla evlenerek Fransa’ya taşınmıştır. Orada dedektiflik hikayelerini okumuş ve daha iyisini yazacağını düşünmüştür. Böylece ilk kitabı olan Affair at Styles’ı yani Styles’daki Gizemli Olay isimli kitabını yazmıştır. Kocası sayesinde dünyanın bir çok yerini gezmiş ve gezdiği yerlerin tasvirlerini romanlarına aktarmıştır.
“Günahlarından kaçamazsın, emin ol bulur seni.”
Yazarın bu On Küçük Zenci kitabı akışı, kurgusu, karakterleri ve olaylarına sizi alıp götürecek. Son derece sade ve akıcı bir dille yazılmış. Bildiğimiz diğer polisiye kitapları gibi karmaşık ve uzun kurgusal cümleler yok.
“Olmazsa olmaz görsel.” Bu kitapta ne görüyorum? Bir ada ve su… Sadece bir adamı? Peki ya dalgalar? Biraz daha… Peki ya kulübe? Peki ya yanan ışıklar? Peki ya üçgen biçimdeki ağaçlar? Lanet olası, daha iyi bak! Sanırım… 10 tane ağaç var. Ama ama, bu, bu olağanüstü!
Kitap birbirinden habersiz, farklı nedenlerle Zenci Adası’na davet edilmiş on kişinin öyküsünü anlatıyor. Tek ortak yanları ise hepsinin ıssız bir adaya davet edilmeleri değil. Hepsinin hayatını etkileyen birer sırrı vardır.
“On küçük zenci yemeğe gitti, birinin lokması boğazına tıkandı. kaldı dokuz,
Dokuz küçük zenci geç yattı, sabah biri uyanamadı, kaldı sekiz,
Sekiz küçük zenci devon’u gezdi, biri geri dönmedi. kaldı yedi,
Yedi küçük zenci odun kırdı biri baltayı kendine vurdu. kaldı altı,
Altı küçük zenci bal aradı, birini arı soktu. kaldı beş,
Beş küçük zenci mahkemeye gitti, biri tutuklandı. kaldı dört,
Dört küçük zenci yüzmeye gitti, birini balık yuttu. kaldı üç,
Üç küçük zenci ormana gitti, birini ayı kaptı. kaldı iki,
İki küçük zenci güneşte oturdu, birini güneş çarptı. kaldı bir zenci.
Bir küçük zenci yapayalnız kaldı. gidip kendini astı.”




















