CHP içinde hâlâ Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafında kümelenmiş bir grup var. Ve bu grubun hedefinde artık sadece Ekrem İmamoğlu yok, doğrudan CHP’nin değişim iradesi var.
Bunun iki nedeni açık:
1. Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı değişim rüzgârı, yıllardır aynı koltuklara yapışmış isimleri yerinden etti.
2. “İmamoğlu’na vurursak, onu yıpratırsak, belki de partiyi yeniden yargı yoluyla ele geçirebiliriz” gibi bir zihniyet devrede.
Şimdi Eylül ayında görülecek kurultay davası yaklaşırken, bu çevrelerin sesi daha da yükseliyor.
Dikkat: Yargı eliyle parti içi hesaplaşma uman bir siyaset tarzıyla karşı karşıyayız.
Ve tam bu atmosferde, İstanbul İl Kongresi’nde Özgür Çelik’e karşı kaybeden Cemal Canpolat çıkıyor sahneye:
“Parti içinde kuralların dışına çıkan kim varsa devlet gereğini yapmalıdır. Hırsızı savunacak halimiz yok. Babamızın oğlu olsa bile savunamayız. Ülkenin arınması gerekiyor.”
Bakın, bu artık siyasi eleştiri değil.
Bu düpedüz tehdit.
Bu, partinin içini “devlet” eliyle dizayn etme çabası.
Sayın Canpolat’a birkaç basit soru sormak gerekir:
– Devlet dediğiniz kim?
– CHP’lileri hangi “devlet”e şikâyet ediyorsunuz?
– Kim bu “hırsız”? Kimi ima ediyorsunuz?
– Siz hangi sıfatla arınmadan söz ediyorsunuz?
Kusura bakmayın ama bu dilin nereye hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu tehditvari çıkışlar, Ekrem İmamoğlu’nu değil, doğrudan halkın değişim umudunu hedef alıyor.
Ve biz, partimizi içeriden karartmaya çalışan bu dile teslim olmayacağız.
Değişim, kişisel ikballerin değil, halkın iradesidir.
Ve o irade, mahkeme salonlarında değil, sandıkta konuşur.
Bu partinin başına çok şey geldi. Yasaklar, darbeler, bölünmeler gördü. Ama ilk kez, içerden içeriye yok edilmeye çalışılıyor. Ve ne yazık ki bu yıkıcı girişimin başını da, yıllarca bu partinin en tepesinde oturmuş bir ismin etrafında kümelenmiş bir avuç kişi çekiyor.
Siz olsanız, kendi adınızı kullanarak arkanızdan haince işler çevirenlere tahammül eder misiniz?
Sayın Kılıçdaroğlu, sizi seven, size saygı duyan insanlar olabilir. Ama bu sevgi, sizin adınızı kullanarak partiyi zora sokmalarına, yargı eliyle içerden dizayn etmeye kalkmalarına mazeret olamaz.
Bu halkın umuduna gölge düşürmeye kimsenin hakkı yok.
CHP’de değişim kişisel hesapların değil, halkın iradesinin adıdır.